21.yüzyılın “Yüzüklerin Efendisi”nde tasvir olunan Orta Dünya’dan ne farkı var bugünkü dünyanın?.. Hatta birden çok Karanlık Lord var bugün. Orta Dünya’da sadece Sauron vardı misal. Şimdi bir legal Sauronlar diyarı halinde dünya… Biden, Putin, Netanyahu….. Bir de illegalleri var bol miktarda, ki bunların tepe aktörleri de muamma! Hamas, İşid, El Kaide, PKK, YPG… Sayısız…. Tarihi objektif okuyabilenler farkındadırlar muhakkak; Atatürk’ün savaşla ilgili sözlerinin ne kadar gerçekçi ve geçerli olduklarının. Lakin bir de aşırı duygusal ve saf tarafı var insanoğlunun. Herkes kendi gözlüğüyle bakıyor. Savaş ve olup biten çıplak gerçeklikle takip edilemediği için nasıl görmek istiyorsanız onu gösteren gözlük takıyorsunuz; ki o zaman da hep haklı kendiniz. Savaş bu. Eskiden savaşlar daha adildi. Cephede olurdu en azından. Şimdi Körfez Savaşı’ndan bu yana naklen izliyor filmmiş gibi insanoğlu. Eskiden de vahşetler çoktu. Türk tarihini bilmeyenler de biraz okusalar kendi tarihimizi… Yunanlıların da bebeklerimizi diri diri yaktıklarını görecekler misal. Vahşetin nelerini yaşadı bu topraklar. Ve bu bağlamda, Filistin’i, o topraklarda geçmişten bugüne neler olup bittiğini de popülizm ile değil bilgiyle değerlendirmek ve Osmanlı’dan bu yana neyin ne olduğunu öğrenmek gerek. Arap diyarının niye sessiz kaldığının… Mısır ve Ürdün’ün bile Filistinli almayız söylemlerini iyi tahlil etmek gerek. İsrail gibi sun’i bir ülkenin nasıl yaratıldığını da. Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı’nı da okumanın tam zamanı. Gazetelerde “Limon Ağacı” gibi filmlerle “Fauda” gibi dizelerin izlenmesi tavsiye ediliyor ya konuyu anlamak için. Bir fikir verir belki ama önemli olan tarihi tarihçilerden okumak. İnsanın hafzalası almıyor di mi? 21.yüzyıldayız. Bir bakıyorsunuz bilim ve teknoloji alanında akılları durduran gelişmeler… Sanki 22.yüzyılı ve ötesini yaşıyoruz şimdiden. Bir bakıyorsunuz bebeklere bomba yağdırılıyor kilometrelerce öteden… Sanki Orta Dünya’nın karanlığındayız. Sözcü; dünkü ilk sayfasında Netanyahu’yu kan emici olarak resmetmiş, Dracula’ya benzeterek. Ve hemen hemen tüm gazetelerde ölü bebeklerin önünde yapılan basın açıklamalarının fotoğrafları vardı. Bebekleri dizip basın açıklamasını onların önünde yapmak nasıl bir kalp tutulmasıdır orası da ayrı bir konu ama… Bebekler…. Ah o bebekler… Ah o çocuklar… Her ölen bebek geleceğe daha kötü tohum salmak aslında… Bebeklerin öldüğü, öldürüldüğü bir dünyanın güzele gitmesi beklenemez… Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada barış tesis edilemez. Bugünün acısı yarın yara bandıyla kapanmayacağına göre gelecekte bu kan dökümü yine devam edecek maalesef… Taa ki dünya devletleri kendi gözlüklerini takmaktan vazgeçene kadar… Dünyanın gerçekten Atatürk gibi liderlere ihtiyacı var ve Cumhuriyet’in 100.yılında bir kez daha hatırlıyoruz ki; bugünkü dünyada O’nun kadar öngörülü, barış yanlısı bir lider yok.  Sauronlar çok!