Ülkemizin en büyük evcil hayvan mağazası olan tcremix.org sitemizde kedi veya köpek besleyenler için hayatlarını kolaylaştıracak çok sayıda ürün bulunuyor. Bunların en başında mamalar geliyor eğer köpek besliyorsanız köpek maması başta olmak üzere yavru köpek maması, yaşlı köpek maması, light köpek maması, tahılsız köpek maması, konserve köpek yaş mama ürünlerini bulabileceğiniz gibi köpek sağlık ürünleri, köpek ödülleri, köpek bakım ürünleri, köpek aksesuarları, köpek mama su kapları, köpek oyuncakları, köpek eğitim ürünleri, köpek tasmaları gibi işlerinizi kolaylaştıracak çok sayıda ürünü bulabilirsiniz. Kedi besleyen arkadaşlar başta kedi maması ana kategorimiz olmak üzere konserve kedi yaş maması, yavru kedi konserve maması, yavru kedi maması, kısırlaştırılmış kedi maması, yaşlı kedi maması, yetişkin kedi maması, light diyet kedi maması kategorilerimizi ziyaret ederek kedinizin temel beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilirisiniz. Diğer yandan ihtiyaç duyabileceğiniz diğer ürünleri kedi ödülleri, kedi tuvaletleri, kedi oyuncakları, kedi vitaminleri, kedi kumu, kedi aksesuarları, kedi bakım ürünleri, kedi mama su kapları ana kategorilerimizden bulabilirsiniz. Ayrıntılı armaa için alt kategorilerimize de göz atmanızda fayda var. Türkiye 'nin en büyük online pet shop mağazası tcremix.org sitemize hepiniz davetlisiniz.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler

Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Ramazan Aydın
Köşe Yazarı
Ramazan Aydın
 

BALIKESİR’İN, ESKİŞEHİR’DEN NE EKSİĞİ VAR?

Evet, Balıkesir’in, Eskişehir’den ne eksiği var gerçekten. Her iki ili de bilenler, mutlaka, “Balıkesir’in, Eskişehir’den hiçbir eksiği olmadığı gibi, pek çok fazlası var.” diye cevap vereceklerdir ki, bence de öyle olması lazım! Ama değil! Neden mi? Son yıllarda, Balıkesir’deki turizm firmaları, Eskişehir’e, günübirlik ve konaklamalı grup gezileri düzenliyorlar; muhtemelen, bu yazımızı okuyanlardan bazılarınız da, bu gezilere katılmışlardır. Gerek coğrafi konumu, gerek iklim şartları ve gerekse, sayısız doğal zenginlikleri bakımından, Eskişehir gibi bir ili Balıkesir’le kıyaslama imkanı olamaz! Peki, siz hiç, Eskişehir’den (ya da bir başka yerden) Balıkesir’e böyle grup gezileri ile gelen-giden kimseyi hatırlıyor musunuz?   ESKİŞEHİR, BİRKAÇ ÇAĞ BİRDEN NASIL ATLADI? Ben şahsen, Eskişehir’in 2000-2002 yıllarına kadar, nasıl geri bir şehir olduğunu gayet yakından biliyorum. Örneğin, şehrin ortasından geçen Porsuk çayı, yaz aylarında çöplerle dolu, mezbelelik hali (aşırı sıcak ve suyun iyice azalması sebebiyle) ve ağır kokusu sebebiyle, berbat bir bölgeydi. Bir de bugün gidin görün; özellikle yaz geceleri, Porsuk kıyısındaki bir kafeteryada oturup, örneğin dondurma yemenin keyfi, çok az şeye değişilir. Dahası, Porsuk çayı kıyısındaki “plaj”a ne demeli? En yakın denize, yüzlerce kilometre uzakta olan Eskişehirlilerin, yaz aylarında, ailece günlük plaj keyifleri yaşadıkları bir yer. Harabelerle ve yıkıntı binalarla, bizim Akıncılar bölgesinden çok daha beter halde, her türlü rezilliğin yaşandığı Odunpazarı semti, bugün Eskişehir’in en görülesi yerlerinin başında geliyor! Turistik amaçlı olarak Eskişehir’e gidenler, Odunpazarı bölgesi ile ilgili oldukça güzel anılarla dönüyorlar. Eskişehir’in ekonomisi, bundan 20 yıl önce Balıkesir’le kıyaslanamayacak derecede gerideyken, bugün, gerek yıllık üretim ve ihracat kapasiteleri, gerek ödedikleri vergiler ve gerekse ulusal bütçeden aldıkları paylar bakımından bizi 4’e-5’e katlamış durumdalar! Aynı şekilde, üniversiteleri de, Türkiye’nin en önde gelen üniversiteleri arasında bulunuyor. Peki, Eskişehirliler ne yaptılar da, Türkiye’de eşi-emsali görülmeyen böyle güçlü bir performans ortaya koydular ve koymaya da devam ediyorlar! Benim önerim, ister iş, ister politika ve isterse herhangi bir başka alanda, Balıkesir’de her kim bir taş üstüne bir taş daha koymayı düşünüyorsa, önce gitsin birkaç gün Eskişehir’de kalsın, kendince bir inceleme yapsın! İhtimaldir ki, ne oluyor da, bizim bir türlü kayda değer hiçbir başarı gösteremediğimizin sebepleri anlaşılır. Eskişehirlilerdeki “Eskişehirlilik” bilincinin nasıl sağlam temeller üzerinde inşa edildiğini, “Balıkesirlilik” gibi, çoğu zaman “içi boş söylem”den ibaret olmadığını mutlaka görmelisiniz.   ESKİŞEHİR’İN, SON 30 YILINDA PARLAYAN YILDIZI Burada, Eskişehir’i Eskişehir yapan pek çok faktörden, sadece tek bir örnek üzerinde duracağız: Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen. Hiç şüphesiz ki, “Eskişehir” dendiğinde, akla gelen ilk isim “Yımaz hoca”dır. Bugün 85 yaşında olan Büyükerşen, Eskişehir İktisadi ve İdari İlimler Akademisi Başkanlığına seçildiği 1976 yılından bu yana, saymakla bitirilemeyecek kadar çok fazla hizmetleri şehrine kazandıran bir büyük isim! RTÜK öncesindeki Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu Üyeliği gibi, çeşitli önemli görevlerde de bulunan Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen, 1982’de Anadolu Üniversitesi’nin “Kurucu Rektörü” olarak atandı. 1992 yılında üçüncü kez aynı göreve atanmış; ancak, o günlerde YÖK kanununa ilave edilen “2 dönemden fazla rektörlük yapılamaz” hükmü nedeniyle, 1993’de Rektörlük görevine son verilmişti! 1999 ve 2004 Mahalli İdareler Seçimleri’nde DSP listesinden, daha sonra 2009, 2014 ve 2019 seçimlerde CHP listesinden olmak üzere, arka arkaya beş kez Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçilen Yılmaz hoca, Eskişehir’e bir değil, birkaç çağ atlatan, efsane bir isim. Bu derece yüksek bir siyasi karizmaya sahip olduğu halde, Yılmaz hoca, bugüne kadar hiç kimseyle, en küçük bir polemiğe ve ağız dalaşına girmediği gibi, hiç kimse tarafından, hakkında hiçbir olumsuz iddia söz konusu edilmemiştir; çünkü onun tek ilgilendiği şey, sadece ve sadece Eskişehir’dir. Kısacası, arkasından havlamaları muhtemel köpekleri taşlamak, onun işi değildir.   SEÇİMLERDE KİMİN ADAYLARINA OY VERECEKSİNİZ? Elbette, bu yazıdan maksadımız, sizlere Eskişehir’i ve Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’i anlatmak değildir. Eskişehir örneğinde, bir şehrin (ve ilin ve hatta, ülkenin), seçimlerde “doğru tercihler” yaptığında, ekonomik, kültürel ve toplumsal yaşam standartlarının nasıl yükselebileceğini ve yerel istihdam sorununun nasıl kendiliğinden hallolabileceğini göstermektir. Her şeyden önce, Büyükerşen (Balıkesir’de olduğu gibi), sizlere pek çok yazımızda anlatmaya çalıştığımız, Ankara’daki o “Siyaset Baronları”nın Eskişehir’deki Kâhyası değildir! Aslında, bütün mesele burada düğümleniyor! Eskişehirliler, seçimlerde oy verirken, Siyaset Baronlarının isimlerine tescilli partilere değil (en azından, Büyükşehir Belediye Başkanlığı örneğinde), “kendilerinin beğendikleri adaya” oy veriyorlar ve kazanıyorlar. Yani, her seçimde orada kazanan, şu ya da bu parti değil, her seferinde Eskişehir oluyor. Şimdi gelelim Balıkesir’e… Bir düşünün bakalım, en azından, şu son 25-30 yıldır Türk siyasetinde herhangi bir kıymet-i harbiyesi olan bir tane olsun milletvekili seçtiniz mi? Aynı şekilde, Mahalli İdareler Seçimlerinde, kaç tane kayda değer Belediye Başkanı seçtiniz? Sürekli olarak, Ankara’daki Siyaset Baronlarının kapılarını aşındırarak, onların el ve teklerini öperek, huzurlarında olmadık taklalar atarak adlarını aday listelerine yazdıranlara oy verdiniz. Ve ilginçtir ki, bu durumdan hiçbir rahatsızlığınız da yok! Ondan sonra da, il genelindeki işsizlik sebebiyle, yeni yetişen çocuklarınıza en alt düzeylerde bir iş bulabilmek için, o oy vererek burunlarını iyice havaya kaldırdığınız adamların peşinde koşmaktan helak oluyorsunuz! Böyle bir topluma kim ne yapsın Allah aşkına!   “ASFALT PARASI”NI HATIRLIYOR MUSUNUZ? 2004 yılındaki Mahalli İdareler Seçimlerinde (aslında yine baronların adayı olan) Belediye Başkanı olarak seçtiğiniz adam, nasıl olduysa, “sizlere hizmet etmeyi” her şeyin önüne almıştı! Onun döneminde (Balıkesir Belediyesi, tek kuruş “yeni borç” almadan), Türkiye’ye örnek gösterilecek düzeyde hizmetler aldınız. Şehirde, başta Organize Sanayi Bölgesi olmak üzere, her alanda gözle görülür bir hareketlenme başlamıştı. O 5 yıl içinde, her şey bir yana, Balıkesir’de, irili-ufaklı tam 52 adet yeni fabrika açılmış, Belediye-TOKİ ortaklığı ile yapılan 2.600 adet daire tamamlanarak sahiplerine teslim edilmişti. Peki, buna karşılık siz ne yaptınız? Onun döneminde değerleri birkaç kat artmış olan evlerinize, sadece tek bir defaya mahsus olmak üzere, son derece cüz’i miktarlarda (en pahalı daire için en yüksek rakam 850,-TL; yani, yaklaşık 500,-Dolar) tahakkuk ettirilen “asfalt parası”nı bahane ettiniz ve gittiniz o seçimin MHP adayı İsmail Ok’a oy verdiniz! Yaptığı hizmetlerle, her bakımdan kendisini ispatlamış olan Sabri Uğur gibi bir aday, adeta Allah’ın bir lütfu gibi önünüzdeyken, siz gittiniz, bir meçhule oy verdiniz! Neden? Kısacası, şehirde başlamış olan o müthiş hareketlenmeyi, basit partizanlıklara kurban ettiniz… İşte, Balıkesir olarak, kronik mağduriyetimizin en temel sorunlarından biri budur!   “SİYASET YOBAZLIĞI”NDAN ÇEKTİĞİMİZ! Eskişehir, kendi içlerinden yetişen Yılmaz Büyükerşen hocaya 30 yıldır sahip çıkarak, Ankara’daki Siyaset Baronlarını nasıl dize getiriyor ve kazanmaya devam ediyorsa, Balıkesir de aynısını yapabilirdi! Ama, o tren bir daha kolay kolay gelmez artık Balıkesir’e. Hele şu kısa vadede, Balıkesir’in yerel siyaset sahnesinde, o kıratta tek bir kişinin görülme ihtimali bile yok maalesef… Siz, yetişen çocuklarınıza asgari ücret düzeyinde sigortalı bir iş bulabilmek için, seçmekte olduğunuz ve gerçekte kayda değer hiçbir nitelikleri bulunmayan, ama Ankara’da iyi taklalar atan, sözde siyasetçilerin peşinde koşmaya devam edin. Üç kişi bir araya geldiğinizde, hiç kimseye ve hiçbir şeye, hiçbir yararı olmayan futbol sohbetleri yapar gibi, aptalca partizanlıkla, birbirinize siyaset yobazlıkları yapacağınıza; doğru fikirlere adam gibi kulak verin ve o fikirleri siyaset sahnesindekilere yönelik güç olarak kullanın. Bu, hiç de zor bir iş değildir. Sadece, burada akraba ve komşular olarak birlikte yaşamakta olduğunuzu unutmayın ve birbirinize karşı siyaset yobazlığını bırakın yeter! Zaten arkasından, kendinizi doğru işler ve doğru tercihler yaparken bulacaksınız. İşte, en çok 5 ay sonra önünüze bir kez daha sandık konacak. Bakalım o zaman Balıkesir olarak ne yapacaksınız; “Balıkesir’e ve Balıkesirlilere dönük fayda” için mi oy kullanacaksınız, yoksa, yine “Ankara’daki Siyaset Baronlarının buradaki Kâhyalarının” peşine mi takılacaksınız? Partilerin aday belirleme sürecinden itibaren toplumsal ağırlığınızı ortaya koymalı ve oylarınızı, Balıkesir’e hizmet potansiyeli en yüksek olan adayların yer aldığı listelere vermelisiniz. Umarım bu sefer başarabilirsiniz!
Ekleme Tarihi: 16 Ocak 2023 - Pazartesi

BALIKESİR’İN, ESKİŞEHİR’DEN NE EKSİĞİ VAR?

Evet, Balıkesir’in, Eskişehir’den ne eksiği var gerçekten. Her iki ili de bilenler, mutlaka, “Balıkesir’in, Eskişehir’den hiçbir eksiği olmadığı gibi, pek çok fazlası var.” diye cevap vereceklerdir ki, bence de öyle olması lazım! Ama değil! Neden mi?

Son yıllarda, Balıkesir’deki turizm firmaları, Eskişehir’e, günübirlik ve konaklamalı grup gezileri düzenliyorlar; muhtemelen, bu yazımızı okuyanlardan bazılarınız da, bu gezilere katılmışlardır. Gerek coğrafi konumu, gerek iklim şartları ve gerekse, sayısız doğal zenginlikleri bakımından, Eskişehir gibi bir ili Balıkesir’le kıyaslama imkanı olamaz! Peki, siz hiç, Eskişehir’den (ya da bir başka yerden) Balıkesir’e böyle grup gezileri ile gelen-giden kimseyi hatırlıyor musunuz?

 

ESKİŞEHİR, BİRKAÇ ÇAĞ BİRDEN NASIL ATLADI?

Ben şahsen, Eskişehir’in 2000-2002 yıllarına kadar, nasıl geri bir şehir olduğunu gayet yakından biliyorum. Örneğin, şehrin ortasından geçen Porsuk çayı, yaz aylarında çöplerle dolu, mezbelelik hali (aşırı sıcak ve suyun iyice azalması sebebiyle) ve ağır kokusu sebebiyle, berbat bir bölgeydi. Bir de bugün gidin görün; özellikle yaz geceleri, Porsuk kıyısındaki bir kafeteryada oturup, örneğin dondurma yemenin keyfi, çok az şeye değişilir. Dahası, Porsuk çayı kıyısındaki “plaj”a ne demeli? En yakın denize, yüzlerce kilometre uzakta olan Eskişehirlilerin, yaz aylarında, ailece günlük plaj keyifleri yaşadıkları bir yer.

Harabelerle ve yıkıntı binalarla, bizim Akıncılar bölgesinden çok daha beter halde, her türlü rezilliğin yaşandığı Odunpazarı semti, bugün Eskişehir’in en görülesi yerlerinin başında geliyor! Turistik amaçlı olarak Eskişehir’e gidenler, Odunpazarı bölgesi ile ilgili oldukça güzel anılarla dönüyorlar.

Eskişehir’in ekonomisi, bundan 20 yıl önce Balıkesir’le kıyaslanamayacak derecede gerideyken, bugün, gerek yıllık üretim ve ihracat kapasiteleri, gerek ödedikleri vergiler ve gerekse ulusal bütçeden aldıkları paylar bakımından bizi 4’e-5’e katlamış durumdalar! Aynı şekilde, üniversiteleri de, Türkiye’nin en önde gelen üniversiteleri arasında bulunuyor. Peki, Eskişehirliler ne yaptılar da, Türkiye’de eşi-emsali görülmeyen böyle güçlü bir performans ortaya koydular ve koymaya da devam ediyorlar!

Benim önerim, ister iş, ister politika ve isterse herhangi bir başka alanda, Balıkesir’de her kim bir taş üstüne bir taş daha koymayı düşünüyorsa, önce gitsin birkaç gün Eskişehir’de kalsın, kendince bir inceleme yapsın! İhtimaldir ki, ne oluyor da, bizim bir türlü kayda değer hiçbir başarı gösteremediğimizin sebepleri anlaşılır. Eskişehirlilerdeki “Eskişehirlilik” bilincinin nasıl sağlam temeller üzerinde inşa edildiğini, “Balıkesirlilik” gibi, çoğu zaman “içi boş söylem”den ibaret olmadığını mutlaka görmelisiniz.

 

ESKİŞEHİR’İN, SON 30 YILINDA PARLAYAN YILDIZI

Burada, Eskişehir’i Eskişehir yapan pek çok faktörden, sadece tek bir örnek üzerinde duracağız: Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen. Hiç şüphesiz ki, “Eskişehir” dendiğinde, akla gelen ilk isim “Yımaz hoca”dır. Bugün 85 yaşında olan Büyükerşen, Eskişehir İktisadi ve İdari İlimler Akademisi Başkanlığına seçildiği 1976 yılından bu yana, saymakla bitirilemeyecek kadar çok fazla hizmetleri şehrine kazandıran bir büyük isim! RTÜK öncesindeki Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu Üyeliği gibi, çeşitli önemli görevlerde de bulunan Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen, 1982’de Anadolu Üniversitesi’nin “Kurucu Rektörü” olarak atandı. 1992 yılında üçüncü kez aynı göreve atanmış; ancak, o günlerde YÖK kanununa ilave edilen “2 dönemden fazla rektörlük yapılamaz” hükmü nedeniyle, 1993’de Rektörlük görevine son verilmişti!

1999 ve 2004 Mahalli İdareler Seçimleri’nde DSP listesinden, daha sonra 2009, 2014 ve 2019 seçimlerde CHP listesinden olmak üzere, arka arkaya beş kez Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçilen Yılmaz hoca, Eskişehir’e bir değil, birkaç çağ atlatan, efsane bir isim. Bu derece yüksek bir siyasi karizmaya sahip olduğu halde, Yılmaz hoca, bugüne kadar hiç kimseyle, en küçük bir polemiğe ve ağız dalaşına girmediği gibi, hiç kimse tarafından, hakkında hiçbir olumsuz iddia söz konusu edilmemiştir; çünkü onun tek ilgilendiği şey, sadece ve sadece Eskişehir’dir. Kısacası, arkasından havlamaları muhtemel köpekleri taşlamak, onun işi değildir.

 

SEÇİMLERDE KİMİN ADAYLARINA OY VERECEKSİNİZ?

Elbette, bu yazıdan maksadımız, sizlere Eskişehir’i ve Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’i anlatmak değildir. Eskişehir örneğinde, bir şehrin (ve ilin ve hatta, ülkenin), seçimlerde “doğru tercihler” yaptığında, ekonomik, kültürel ve toplumsal yaşam standartlarının nasıl yükselebileceğini ve yerel istihdam sorununun nasıl kendiliğinden hallolabileceğini göstermektir. Her şeyden önce, Büyükerşen (Balıkesir’de olduğu gibi), sizlere pek çok yazımızda anlatmaya çalıştığımız, Ankara’daki o “Siyaset Baronları”nın Eskişehir’deki Kâhyası değildir! Aslında, bütün mesele burada düğümleniyor! Eskişehirliler, seçimlerde oy verirken, Siyaset Baronlarının isimlerine tescilli partilere değil (en azından, Büyükşehir Belediye Başkanlığı örneğinde), “kendilerinin beğendikleri adaya” oy veriyorlar ve kazanıyorlar. Yani, her seçimde orada kazanan, şu ya da bu parti değil, her seferinde Eskişehir oluyor.

Şimdi gelelim Balıkesir’e… Bir düşünün bakalım, en azından, şu son 25-30 yıldır Türk siyasetinde herhangi bir kıymet-i harbiyesi olan bir tane olsun milletvekili seçtiniz mi? Aynı şekilde, Mahalli İdareler Seçimlerinde, kaç tane kayda değer Belediye Başkanı seçtiniz? Sürekli olarak, Ankara’daki Siyaset Baronlarının kapılarını aşındırarak, onların el ve teklerini öperek, huzurlarında olmadık taklalar atarak adlarını aday listelerine yazdıranlara oy verdiniz. Ve ilginçtir ki, bu durumdan hiçbir rahatsızlığınız da yok! Ondan sonra da, il genelindeki işsizlik sebebiyle, yeni yetişen çocuklarınıza en alt düzeylerde bir iş bulabilmek için, o oy vererek burunlarını iyice havaya kaldırdığınız adamların peşinde koşmaktan helak oluyorsunuz! Böyle bir topluma kim ne yapsın Allah aşkına!

 

“ASFALT PARASI”NI HATIRLIYOR MUSUNUZ?

2004 yılındaki Mahalli İdareler Seçimlerinde (aslında yine baronların adayı olan) Belediye Başkanı olarak seçtiğiniz adam, nasıl olduysa, “sizlere hizmet etmeyi” her şeyin önüne almıştı! Onun döneminde (Balıkesir Belediyesi, tek kuruş “yeni borç” almadan), Türkiye’ye örnek gösterilecek düzeyde hizmetler aldınız. Şehirde, başta Organize Sanayi Bölgesi olmak üzere, her alanda gözle görülür bir hareketlenme başlamıştı. O 5 yıl içinde, her şey bir yana, Balıkesir’de, irili-ufaklı tam 52 adet yeni fabrika açılmış, Belediye-TOKİ ortaklığı ile yapılan 2.600 adet daire tamamlanarak sahiplerine teslim edilmişti.

Peki, buna karşılık siz ne yaptınız? Onun döneminde değerleri birkaç kat artmış olan evlerinize, sadece tek bir defaya mahsus olmak üzere, son derece cüz’i miktarlarda (en pahalı daire için en yüksek rakam 850,-TL; yani, yaklaşık 500,-Dolar) tahakkuk ettirilen “asfalt parası”nı bahane ettiniz ve gittiniz o seçimin MHP adayı İsmail Ok’a oy verdiniz! Yaptığı hizmetlerle, her bakımdan kendisini ispatlamış olan Sabri Uğur gibi bir aday, adeta Allah’ın bir lütfu gibi önünüzdeyken, siz gittiniz, bir meçhule oy verdiniz! Neden? Kısacası, şehirde başlamış olan o müthiş hareketlenmeyi, basit partizanlıklara kurban ettiniz… İşte, Balıkesir olarak, kronik mağduriyetimizin en temel sorunlarından biri budur!

 

“SİYASET YOBAZLIĞI”NDAN ÇEKTİĞİMİZ!

Eskişehir, kendi içlerinden yetişen Yılmaz Büyükerşen hocaya 30 yıldır sahip çıkarak, Ankara’daki Siyaset Baronlarını nasıl dize getiriyor ve kazanmaya devam ediyorsa, Balıkesir de aynısını yapabilirdi! Ama, o tren bir daha kolay kolay gelmez artık Balıkesir’e. Hele şu kısa vadede, Balıkesir’in yerel siyaset sahnesinde, o kıratta tek bir kişinin görülme ihtimali bile yok maalesef… Siz, yetişen çocuklarınıza asgari ücret düzeyinde sigortalı bir iş bulabilmek için, seçmekte olduğunuz ve gerçekte kayda değer hiçbir nitelikleri bulunmayan, ama Ankara’da iyi taklalar atan, sözde siyasetçilerin peşinde koşmaya devam edin.

Üç kişi bir araya geldiğinizde, hiç kimseye ve hiçbir şeye, hiçbir yararı olmayan futbol sohbetleri yapar gibi, aptalca partizanlıkla, birbirinize siyaset yobazlıkları yapacağınıza; doğru fikirlere adam gibi kulak verin ve o fikirleri siyaset sahnesindekilere yönelik güç olarak kullanın. Bu, hiç de zor bir iş değildir. Sadece, burada akraba ve komşular olarak birlikte yaşamakta olduğunuzu unutmayın ve birbirinize karşı siyaset yobazlığını bırakın yeter! Zaten arkasından, kendinizi doğru işler ve doğru tercihler yaparken bulacaksınız.

İşte, en çok 5 ay sonra önünüze bir kez daha sandık konacak. Bakalım o zaman Balıkesir olarak ne yapacaksınız; “Balıkesir’e ve Balıkesirlilere dönük fayda” için mi oy kullanacaksınız, yoksa, yine “Ankara’daki Siyaset Baronlarının buradaki Kâhyalarının” peşine mi takılacaksınız? Partilerin aday belirleme sürecinden itibaren toplumsal ağırlığınızı ortaya koymalı ve oylarınızı, Balıkesir’e hizmet potansiyeli en yüksek olan adayların yer aldığı listelere vermelisiniz.

Umarım bu sefer başarabilirsiniz!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirartihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Hızır Selçuk
(27.01.2023 19:55 - #158)
Abi yüreğine ve kaleminde sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirartihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Hızır Selçuk
(27.01.2023 19:55 - #159)
Abi yüreğine ve kaleminde sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirartihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.