deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler

Ramazan Aydın
Köşe Yazarı
Ramazan Aydın
 

BALIKESİR’DE ELE GEÇEN BÜYÜK SİYASİ FIRSAT!

Nedense pek üzerinde durulmuyor ama, geri kalmış toplumların ve ülkelerin en büyük sorunlarından (ve tabii eksiklerinden) biri, “eleştirinin çok değerli bir nimet olduğunun bilinmemesi”dir. Geri kalmış toplumlarda, eleştirene hiç kimse teşekkür etmez, aksine düşman olur, onu susturma ve hatta yok etme arzusu duyar! Halbuki, düşman olunması ve yok edilmesi gereken “eleştirenler” değil, “eleştirilen konular”dır. Maalesef bizim ülkemizde de, hiç kimse tarafından, “eleştirinin iyi niyetle de yapılabileceği” düşünülmez ve eleştirenler, eleştirilenler tarafından “düşman” ilan edilir! Hiç kimse, kendisine yönelik eleştirilerin doğru olup-olmadığını düşünmez ve araştırmaz, eleştiri konusu olan hususlarda kendisine çekidüzen vermesi gerektiğini düşünmez, olabildiğince sert reaksiyonla savunmaya ve karşı saldırıya geçer! Dolayısı ile, eleştirilmesi gereken yanlışlar, giderek artan bir hızla artarak (ve büyüyerek) devam eder… Neticede, yeryüzünde hiçbir şey sonsuza kadar devam edemeyeceği için, eleştirilere rağmen burunlarının dikine yollarına (ve tabii akıl almaz yanlışlara) devam edenlerin de, bir şekilde sonları gelir. 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen Mahalli İdareler Seçimleri’nin sonuçları, bu duruma dört dörtlük bir örnektir…   “SİZ KAZANMADINIZ!” BİRİLERİ KAYBETTİ VE SİZ “BULDUNUZ”… CHP Balıkesir’de belediyeleri kendisi “kazanmış” değildir; yıllarca, aklın almayacağı türden yanlışlarda ısrar eden AK Parti “kaybetti” ve CHP, Büyükşehir başta olmak üzere, 15 ilçe belediyesini, adeta havadan almış oldu! Ancak, maalesef en başta milletvekilleri ve partinin il-ilçe yöneticileri olmak üzere CHP’liler, en son Mahalli İdareler Seçimleri’nde, Balıkesir’de büyük bir “siyasi performans” sergilediklerine ve “başardıklarına” inanıyorlar… AK Partililerin, seçimleri neden kaybettiklerini akılcı yöntemlerle değerlendirip değerlendirmediklerini bilemiyorum; ama, muhtemelen “birbirlerini suçlamak”tan öte, derinlemesine analizlere dayalı bir değerlendirme yaptıklarına pek ihtimal vermiyorum. Kaybedenler, geçen seçimlerde kaybettiklerini nasıl geri kazanacaklarının hesaplarını ve çalışmalarını yapadursunlar, biz bu yazımızda, “kazandıklarını zannedenler” üzerinde duralım. Seçimden hemen sonraki aylarda, en başta Büyükşehir olmak üzere, hemen tüm CHP’li belediyelerin üst yönetim pozisyonları ile ilgili olarak yaşanan karmaşa ve kaos, CHP’lilerin kazanmaya hazır olmadıklarını göstermişti! Zamanla belediye yönetim kadrolarında işler düzene girer gibi olduysa da, bu sefer parti içi grup çatışmaları ve itiş kakışlar, kurumsal performanslar üzerinde olumsuz etkiler yaptı. Yasal yapılaşma gereği, yukarıdan aşağıya dikey ilişkiler, her ne kadar şeklen sürdürülüyorsa da, CHP’li ilçe belediyeleri arasında, münferit birkaç kültür faaliyeti dışında, yatay ilişkiler neredeyse hiç yok gibidir. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın, il olarak tüm Balıkesir’in ihtiyacı olan, tüm CHP’li (ve hatta tüm diğer) ilçe belediyelerini kapsayan, verimli bir belediye yönetim sistemini kuramadığı anlaşılıyor. Siyasi yönetim kadroları CHP’li olan ilçe belediyeleri ile sistematik bir ilişkiler düzeni olmayınca da, il ve ilçelerdeki (resmi ve/veya özel) diğer kurum ve kuruluşlarla olması gereken karşılıklı işbirliği ve ortak faaliyetler mümkün olmuyor! Neredeyse, herkes kendi bulunduğu yeri adeta “müstakil hakimiyet alanı” olarak görüyor ve tamamen kendi başına bir şeyler yapıyor görünüyor.   BARÎKA-İ HAKİKAT, MÜSADEME-İ EFKÂRDAN NASIL DOĞACAK? Peki, ne olmalıydı? Elbette fikir fikirden üstündür ve bizim şimdi burada önereceğimiz hususlar dışında da, pek çok değerli fikirler ileri sürülebilir. İl genelinde ve ilçeler özelinde ne gibi hizmetlere ihtiyaç ve bu hizmetlerle ilgili önceliklerin neler olduğu hususunda fikirler ileri sürülmeden önce, bu fikirlerin ele alınacağı ve sistemli değerlendirmelere tabi tutulacağı platformların ve disiplinlerin oluşturulması gerekir. Bu olmadığında, kimse kimsenin ne dediğine ve ne de, ne önerdiğine bakar! Böyle olunca da, Namık Kemal’in, “Barîka-i hakikat, müsademe-i efkârdan doğar! (Gerçeğin ışığı, fikirlerin çatışmasından doğar)” dizesindeki sonuç ortaya çıkmaz. Barîka-i hakikatin, müsademe-i efkârdan doğabilmesi için, uygun fikir platformlarının ve disiplinlerin teşkil edilmiş olması gerekir. Bu olmadığında, “herkesin fikri kendine” durumundan ileri gidilemez! Elbette, belediyelerde, Belediye Meclisleri, Encümenler vb. gibi, yasal olarak oluşturulmuş yapılar vardır. Ancak, bu yapılardaki görüşmelerin, ele alınan konuların aslî gerçeklerinden uzak, tamamen siyasi mülahazalarla cereyan ettiği ve birtakım seviyesiz pazarlıklara konu edildiği de bilinen bir durumdur. Belediyeler tarafından yapılacak ve belli hacimleri aşan uzun vadeli işlerle ilgili olarak, siyasi partilerin, önce kendi siyasi görüşlerini sağlam bir şekilde belirleyecekleri, kendilerine mahsus platformları olmalıdır. Bu ihtiyaç, aslında, belediye faaliyetlerine resmî olarak katılmakta olan tüm siyasi partiler için geçerlidir; ancak, belediyelerde iktidar olan partinin buna olan ihtiyacı çok daha fazladır. Balıkesir’de, Büyükşehir Belediyesi ile birlikte 15 ilçe belediyesini elinde bulunduran CHP’nin, öncelikle il ve ilçe divanları belli periyotlarla toplanmaları ve belediyeleri ilgilendiren konularla ilgili siyasi görüş ve önerilerini ortaya koymaları gerekir. Sonra da, il ve ilçe divanlarında olgunlaştırılan görüşler, belediyelerde görev ve sorumluluk üstlenen siyasi kadrolar tarafından değerlendirilmeli ve kurumsal performans bu anlayışlar ortaya konulmalıdır. Bu olmadığında, belediyelerdeki siyasi yönetim kadroları ile, kendi partilerinin il ve ilçe yöneticileri arasında sorunlar çıkması kaçınılmazdır. Aslında bu türden sorunlar, maalesef, mevcut siyasi teamüllere ve siyasi kültürümüze de son derece uygundur.   BELEDİYE BAŞKANLARININ PERİYODİK TOPLANTILARI Çok önemli diğer bir husus ise, CHP’li ilçe belediyeleri arasında yatay ilişkilerin geliştirilmesi gereğidir. İlçe Belediyeleri arasındaki yatay ilişkilerde Büyükşehir Belediyesi hem katalizör ve hem de nâzım (düzenleyici) rolleri üstlenmelidir. Örneğin, belli periyotlarla (ayda veya üç ayda bir) “Balıkesir Belediye Başkanları Toplantıları” düzenlenmeli ve bu toplantılar, belli bir sıra takip edilerek, her seferinde farklı ilçelerde yapılmalı ve hatta bu toplantılara, diğer patilerin belediye bakanları da davet edilebilmelidir. Belediye Başkanlarının, Gündem konularına göre yanlarına alacakları yöneticilerle birlikte katılacakları bu toplantılarda Gündem maddeleri, günün şartlarına göre ele alınacak öncelikli konulardan ve bilhassa da “ortaklaşa yapılacak işler”den oluşmalıdır. Ayrıca bu toplantılara, kişisel siyasi görüş farklılığı olmaksızın, ülkemizin önde gelen uzmanları davet edilebilir, başta deprem ve ekonomi olmak üzere, ilimiz genelini ilgilendiren önemli konularda ayrıntılı bilgiler alınabilir. Ayrıca, Belediye Başkanlarının, bu toplantılar vesilesi ile, belirli aralıklarla birlikte verecekleri fotoğrafların, kendi partilerinin seçmenleri başta olmak üzere, genel kamuoyu üzerinde fevkalade olumlu tesirleri olacaktır. Bu toplantılarda (tabii doğru yönetilecek bir iletişim stratejisi ile) pekâlâ, kendine münhasır, etkili bir “CHP Belediyeciliği” anlayışı ve markası ortaya konabilir; dahası, bu anlayış kamuoyuna benimsetilerek, sahip olunan halk desteği güçlendirilebilir. Böyle bir sistemli ve rasyonel yol izlendiğinde, 25 Mart 2029’da yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri’nde güven tazelenebilir ve aynı yüksek nitelikli hizmetler sürdürülebilir. Aksi taktirde, geçen seçimlerde AK Parti’nin yaşadığı durum, CHP için tecelli eder ki, bu hiç de sürpriz olmaz!   HALKIN GÜVENEBİLECEĞİ KURUMSAL BİR SİYASİ YAPI OLMALI Son yerel seçimlerde AK Parti’ye ve MHP’ye sırtını dönen Balıkesir halkı, CHP’ye çok büyük bir teveccüh göstermiştir. CHP ve Belediyelerdeki yönetici kadrolar, bu teveccühün devamını sağlamayı düşüneceklerine, gerçekte incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle parti içi didişmelerle birbirlerinin enerjilerini, zamanlarını ve imkanlarını heba etmeye devam ederlerse, CHP açısından, gelecek için ümitli olmak çok zor bir meseledir. Sadece Belediye Başkanları’na yönelik bireysel güven, siyasi başarı için çok önemli olsa da, çoğu zaman yeterli değildir; çünkü, meydana gelen gündelik olumsuz olaylar, bireysel güveni bir anda ortadan kaldırabilir. O nedenle, ortak siyasi başarı, sadece başkanların kişisel güvenilirliklerine bağlı olarak düşünülemez ve sağlanamaz. Asıl mesele, halkın sağlam bir şekilde ve devamlı olarak güvenebileceği, ortak bir siyasi yapıyı oluşturmaktır. Herhangi bir konuda bir ilçe belediyesinin ve/veya başkanının yetersizliği söz konusu olduğunda insanlar, o belediyenin ve başkanın dahil oldukları ortak sisteme ve o sistemle ortaya konan üstün performansa bakarak, görülen olumsuzluğun tolere edileceğini ümit ederler ve güvenlerini muhafaza ederler. Balıkesir’de böyle bir sistemi kurmak hiç de zor olmamalıdır. Sadece, değerli başkanlarımızın, egolarını birbirlerine karşı yükseltmemeleri yeterlidir. Tabii, bu konuda en önemli görev Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’a ve CHP İl Başkanı Erden Köybaşı’ya düşüyor. Belediye ve parti teşkilatları içinde, “şu şunun adamı, bu bunun adamı” diyerek (bireysel ya da düşman klikler halinde), birtakım zararlı davranışlar geliştirmekle varılabilecek olumlu hiçbir ortak hedef söz konusu olamaz!   UNUTMAYIN! CHP AMBLEMİNDEKİ 6 OK’TAN BİRİ “MİLLİYETÇİLİK”TİR! Tabii burada, Balıkesir halkının ağırlıklı olarak, “milliyetçi ve muhafazakâr” bir yapıda olduğu gerçeğinden hareketle, parti amblemindeki 6 oktan bir tanesinin “Milliyetçilik” olduğuna dikkat çekmek gerekiyor. Bu nedenle, halka yönelik söylemlerde, çok daha millî bir üslup geliştirilmeli, toplumda anlamlı karşılığı bulunmayan radikal söylemlerden kaçınılmalıdır. Milliyetçiliği göz ardı ederek, Atatürkçülük sanki sol bir ideolojiymiş gibi söylemlerle, Balıkesir’de ne alınabilecek bir yol ve ne de varılabilecek siyasi bir hedef olabilir! CHP dendiğinde eğer, insanların akıllarına her şeyden önce (ve hatta çoğu zaman sadece) “elde içki kadehi” geliyorsa, sadece Balıkesir’de değil, ülke genelinde de, 31 Mart 2024’teki başarının gelecekte de sürdürülmesini beklemek pek mümkün olmaz! Çünkü, bu milletin önceliği, hiçbir zaman içki kadehi değildir! Yaşam şekli olarak, “bireysel tercihler” başka, “tüm toplumu ilgilendiren ortak hususlar” çok daha başkadır. Bireysel yaşam şekillerini topluma empoze etmeye (ve hatta dayatmaya) kalkmak, hiçbir zaman siyasi başarı getirmez! Aynı partiye mensup oldukları halde birbirleriyle ortak çalışmalar yapamayan belediyelerle, diğer hiçbir kurum ve kuruluş birlikte iş yapmayı düşünmez. “Resmî ve özel kurum ve kuruluşlar arası ortak iş yapma kültürü”nü geliştirmek, Balıkesir’de hiç de zor bir iş değildir. Sadece “niyet etmek” ve “kararlı olmak” yeterlidir… Aksi taktirde, CHP Balıkesir’de ele geçirdiği bu siyasi fırsatı kaçırır ve bir daha da ele geçiremez! ------------------- 03 Kasım 2025
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2025 -Pazartesi

BALIKESİR’DE ELE GEÇEN BÜYÜK SİYASİ FIRSAT!

Nedense pek üzerinde durulmuyor ama, geri kalmış toplumların ve ülkelerin en büyük sorunlarından (ve tabii eksiklerinden) biri, “eleştirinin çok değerli bir nimet olduğunun bilinmemesi”dir. Geri kalmış toplumlarda, eleştirene hiç kimse teşekkür etmez, aksine düşman olur, onu susturma ve hatta yok etme arzusu duyar! Halbuki, düşman olunması ve yok edilmesi gereken “eleştirenler” değil, “eleştirilen konular”dır. Maalesef bizim ülkemizde de, hiç kimse tarafından, “eleştirinin iyi niyetle de yapılabileceği” düşünülmez ve eleştirenler, eleştirilenler tarafından “düşman” ilan edilir!

Hiç kimse, kendisine yönelik eleştirilerin doğru olup-olmadığını düşünmez ve araştırmaz, eleştiri konusu olan hususlarda kendisine çekidüzen vermesi gerektiğini düşünmez, olabildiğince sert reaksiyonla savunmaya ve karşı saldırıya geçer! Dolayısı ile, eleştirilmesi gereken yanlışlar, giderek artan bir hızla artarak (ve büyüyerek) devam eder… Neticede, yeryüzünde hiçbir şey sonsuza kadar devam edemeyeceği için, eleştirilere rağmen burunlarının dikine yollarına (ve tabii akıl almaz yanlışlara) devam edenlerin de, bir şekilde sonları gelir. 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen Mahalli İdareler Seçimleri’nin sonuçları, bu duruma dört dörtlük bir örnektir…

 

“SİZ KAZANMADINIZ!” BİRİLERİ KAYBETTİ VE SİZ “BULDUNUZ”…

CHP Balıkesir’de belediyeleri kendisi “kazanmış” değildir; yıllarca, aklın almayacağı türden yanlışlarda ısrar eden AK Parti “kaybetti” ve CHP, Büyükşehir başta olmak üzere, 15 ilçe belediyesini, adeta havadan almış oldu! Ancak, maalesef en başta milletvekilleri ve partinin il-ilçe yöneticileri olmak üzere CHP’liler, en son Mahalli İdareler Seçimleri’nde, Balıkesir’de büyük bir “siyasi performans” sergilediklerine ve “başardıklarına” inanıyorlar… AK Partililerin, seçimleri neden kaybettiklerini akılcı yöntemlerle değerlendirip değerlendirmediklerini bilemiyorum; ama, muhtemelen “birbirlerini suçlamak”tan öte, derinlemesine analizlere dayalı bir değerlendirme yaptıklarına pek ihtimal vermiyorum.

Kaybedenler, geçen seçimlerde kaybettiklerini nasıl geri kazanacaklarının hesaplarını ve çalışmalarını yapadursunlar, biz bu yazımızda, “kazandıklarını zannedenler” üzerinde duralım.

Seçimden hemen sonraki aylarda, en başta Büyükşehir olmak üzere, hemen tüm CHP’li belediyelerin üst yönetim pozisyonları ile ilgili olarak yaşanan karmaşa ve kaos, CHP’lilerin kazanmaya hazır olmadıklarını göstermişti! Zamanla belediye yönetim kadrolarında işler düzene girer gibi olduysa da, bu sefer parti içi grup çatışmaları ve itiş kakışlar, kurumsal performanslar üzerinde olumsuz etkiler yaptı. Yasal yapılaşma gereği, yukarıdan aşağıya dikey ilişkiler, her ne kadar şeklen sürdürülüyorsa da, CHP’li ilçe belediyeleri arasında, münferit birkaç kültür faaliyeti dışında, yatay ilişkiler neredeyse hiç yok gibidir.

Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın, il olarak tüm Balıkesir’in ihtiyacı olan, tüm CHP’li (ve hatta tüm diğer) ilçe belediyelerini kapsayan, verimli bir belediye yönetim sistemini kuramadığı anlaşılıyor. Siyasi yönetim kadroları CHP’li olan ilçe belediyeleri ile sistematik bir ilişkiler düzeni olmayınca da, il ve ilçelerdeki (resmi ve/veya özel) diğer kurum ve kuruluşlarla olması gereken karşılıklı işbirliği ve ortak faaliyetler mümkün olmuyor! Neredeyse, herkes kendi bulunduğu yeri adeta “müstakil hakimiyet alanı” olarak görüyor ve tamamen kendi başına bir şeyler yapıyor görünüyor.

 

BARÎKA-İ HAKİKAT, MÜSADEME-İ EFKÂRDAN NASIL DOĞACAK?

Peki, ne olmalıydı?

Elbette fikir fikirden üstündür ve bizim şimdi burada önereceğimiz hususlar dışında da, pek çok değerli fikirler ileri sürülebilir. İl genelinde ve ilçeler özelinde ne gibi hizmetlere ihtiyaç ve bu hizmetlerle ilgili önceliklerin neler olduğu hususunda fikirler ileri sürülmeden önce, bu fikirlerin ele alınacağı ve sistemli değerlendirmelere tabi tutulacağı platformların ve disiplinlerin oluşturulması gerekir. Bu olmadığında, kimse kimsenin ne dediğine ve ne de, ne önerdiğine bakar! Böyle olunca da, Namık Kemal’in, “Barîka-i hakikat, müsademe-i efkârdan doğar! (Gerçeğin ışığı, fikirlerin çatışmasından doğar)” dizesindeki sonuç ortaya çıkmaz. Barîka-i hakikatin, müsademe-i efkârdan doğabilmesi için, uygun fikir platformlarının ve disiplinlerin teşkil edilmiş olması gerekir. Bu olmadığında, “herkesin fikri kendine” durumundan ileri gidilemez!

Elbette, belediyelerde, Belediye Meclisleri, Encümenler vb. gibi, yasal olarak oluşturulmuş yapılar vardır. Ancak, bu yapılardaki görüşmelerin, ele alınan konuların aslî gerçeklerinden uzak, tamamen siyasi mülahazalarla cereyan ettiği ve birtakım seviyesiz pazarlıklara konu edildiği de bilinen bir durumdur. Belediyeler tarafından yapılacak ve belli hacimleri aşan uzun vadeli işlerle ilgili olarak, siyasi partilerin, önce kendi siyasi görüşlerini sağlam bir şekilde belirleyecekleri, kendilerine mahsus platformları olmalıdır. Bu ihtiyaç, aslında, belediye faaliyetlerine resmî olarak katılmakta olan tüm siyasi partiler için geçerlidir; ancak, belediyelerde iktidar olan partinin buna olan ihtiyacı çok daha fazladır.

Balıkesir’de, Büyükşehir Belediyesi ile birlikte 15 ilçe belediyesini elinde bulunduran CHP’nin, öncelikle il ve ilçe divanları belli periyotlarla toplanmaları ve belediyeleri ilgilendiren konularla ilgili siyasi görüş ve önerilerini ortaya koymaları gerekir. Sonra da, il ve ilçe divanlarında olgunlaştırılan görüşler, belediyelerde görev ve sorumluluk üstlenen siyasi kadrolar tarafından değerlendirilmeli ve kurumsal performans bu anlayışlar ortaya konulmalıdır. Bu olmadığında, belediyelerdeki siyasi yönetim kadroları ile, kendi partilerinin il ve ilçe yöneticileri arasında sorunlar çıkması kaçınılmazdır. Aslında bu türden sorunlar, maalesef, mevcut siyasi teamüllere ve siyasi kültürümüze de son derece uygundur.

 

BELEDİYE BAŞKANLARININ PERİYODİK TOPLANTILARI

Çok önemli diğer bir husus ise, CHP’li ilçe belediyeleri arasında yatay ilişkilerin geliştirilmesi gereğidir. İlçe Belediyeleri arasındaki yatay ilişkilerde Büyükşehir Belediyesi hem katalizör ve hem de nâzım (düzenleyici) rolleri üstlenmelidir. Örneğin, belli periyotlarla (ayda veya üç ayda bir)Balıkesir Belediye Başkanları Toplantıları” düzenlenmeli ve bu toplantılar, belli bir sıra takip edilerek, her seferinde farklı ilçelerde yapılmalı ve hatta bu toplantılara, diğer patilerin belediye bakanları da davet edilebilmelidir. Belediye Başkanlarının, Gündem konularına göre yanlarına alacakları yöneticilerle birlikte katılacakları bu toplantılarda Gündem maddeleri, günün şartlarına göre ele alınacak öncelikli konulardan ve bilhassa da “ortaklaşa yapılacak işler”den oluşmalıdır.

Ayrıca bu toplantılara, kişisel siyasi görüş farklılığı olmaksızın, ülkemizin önde gelen uzmanları davet edilebilir, başta deprem ve ekonomi olmak üzere, ilimiz genelini ilgilendiren önemli konularda ayrıntılı bilgiler alınabilir. Ayrıca, Belediye Başkanlarının, bu toplantılar vesilesi ile, belirli aralıklarla birlikte verecekleri fotoğrafların, kendi partilerinin seçmenleri başta olmak üzere, genel kamuoyu üzerinde fevkalade olumlu tesirleri olacaktır.

Bu toplantılarda (tabii doğru yönetilecek bir iletişim stratejisi ile) pekâlâ, kendine münhasır, etkili bir “CHP Belediyeciliği” anlayışı ve markası ortaya konabilir; dahası, bu anlayış kamuoyuna benimsetilerek, sahip olunan halk desteği güçlendirilebilir. Böyle bir sistemli ve rasyonel yol izlendiğinde, 25 Mart 2029’da yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri’nde güven tazelenebilir ve aynı yüksek nitelikli hizmetler sürdürülebilir. Aksi taktirde, geçen seçimlerde AK Parti’nin yaşadığı durum, CHP için tecelli eder ki, bu hiç de sürpriz olmaz!

 

HALKIN GÜVENEBİLECEĞİ KURUMSAL BİR SİYASİ YAPI OLMALI

Son yerel seçimlerde AK Parti’ye ve MHP’ye sırtını dönen Balıkesir halkı, CHP’ye çok büyük bir teveccüh göstermiştir. CHP ve Belediyelerdeki yönetici kadrolar, bu teveccühün devamını sağlamayı düşüneceklerine, gerçekte incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle parti içi didişmelerle birbirlerinin enerjilerini, zamanlarını ve imkanlarını heba etmeye devam ederlerse, CHP açısından, gelecek için ümitli olmak çok zor bir meseledir.

Sadece Belediye Başkanları’na yönelik bireysel güven, siyasi başarı için çok önemli olsa da, çoğu zaman yeterli değildir; çünkü, meydana gelen gündelik olumsuz olaylar, bireysel güveni bir anda ortadan kaldırabilir. O nedenle, ortak siyasi başarı, sadece başkanların kişisel güvenilirliklerine bağlı olarak düşünülemez ve sağlanamaz. Asıl mesele, halkın sağlam bir şekilde ve devamlı olarak güvenebileceği, ortak bir siyasi yapıyı oluşturmaktır. Herhangi bir konuda bir ilçe belediyesinin ve/veya başkanının yetersizliği söz konusu olduğunda insanlar, o belediyenin ve başkanın dahil oldukları ortak sisteme ve o sistemle ortaya konan üstün performansa bakarak, görülen olumsuzluğun tolere edileceğini ümit ederler ve güvenlerini muhafaza ederler.

Balıkesir’de böyle bir sistemi kurmak hiç de zor olmamalıdır. Sadece, değerli başkanlarımızın, egolarını birbirlerine karşı yükseltmemeleri yeterlidir. Tabii, bu konuda en önemli görev Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’a ve CHP İl Başkanı Erden Köybaşı’ya düşüyor. Belediye ve parti teşkilatları içinde, “şu şunun adamı, bu bunun adamı” diyerek (bireysel ya da düşman klikler halinde), birtakım zararlı davranışlar geliştirmekle varılabilecek olumlu hiçbir ortak hedef söz konusu olamaz!

 

UNUTMAYIN! CHP AMBLEMİNDEKİ 6 OK’TAN BİRİ “MİLLİYETÇİLİK”TİR!

Tabii burada, Balıkesir halkının ağırlıklı olarak, “milliyetçi ve muhafazakâr” bir yapıda olduğu gerçeğinden hareketle, parti amblemindeki 6 oktan bir tanesinin “Milliyetçilik” olduğuna dikkat çekmek gerekiyor. Bu nedenle, halka yönelik söylemlerde, çok daha millî bir üslup geliştirilmeli, toplumda anlamlı karşılığı bulunmayan radikal söylemlerden kaçınılmalıdır. Milliyetçiliği göz ardı ederek, Atatürkçülük sanki sol bir ideolojiymiş gibi söylemlerle, Balıkesir’de ne alınabilecek bir yol ve ne de varılabilecek siyasi bir hedef olabilir!

CHP dendiğinde eğer, insanların akıllarına her şeyden önce (ve hatta çoğu zaman sadece)elde içki kadehi” geliyorsa, sadece Balıkesir’de değil, ülke genelinde de, 31 Mart 2024’teki başarının gelecekte de sürdürülmesini beklemek pek mümkün olmaz! Çünkü, bu milletin önceliği, hiçbir zaman içki kadehi değildir! Yaşam şekli olarak, “bireysel tercihler” başka, “tüm toplumu ilgilendiren ortak hususlar” çok daha başkadır. Bireysel yaşam şekillerini topluma empoze etmeye (ve hatta dayatmaya) kalkmak, hiçbir zaman siyasi başarı getirmez!

Aynı partiye mensup oldukları halde birbirleriyle ortak çalışmalar yapamayan belediyelerle, diğer hiçbir kurum ve kuruluş birlikte iş yapmayı düşünmez. “Resmî ve özel kurum ve kuruluşlar arası ortak iş yapma kültürü”nü geliştirmek, Balıkesir’de hiç de zor bir iş değildir. Sadece “niyet etmek” ve “kararlı olmak” yeterlidir… Aksi taktirde, CHP Balıkesir’de ele geçirdiği bu siyasi fırsatı kaçırır ve bir daha da ele geçiremez!

-------------------

03 Kasım 2025

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve balikesirartihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.